MEMORIA

Bellek, imgeleri biriktirme özelliğine sahiptir. Fransız sinema kuramcısı Christian Metz, "gerçeklik hikâyeler anlatmaz, ancak bellek bütünüyle hayal gücüne dayanır" der. Doğrusal bir zaman kurgusu gereksinmeyen bellek; oluşturduğu imgeler dünyasında, ileri ve geri, sürekli bir hareket içindedir. Yaşadıklarının içinden seçip ayırdığı ve çoğu zaman yeniden anlamlandırdığı gerçeklik fragmanları biriktirir.

Erenus, MEMORIA sergisi için 2004-2016 tarihleri arasında üretilmiş yaklaşık 50 parça tuvalini düzenliyor. Sanatçı, belleğinden süzülerek gelen tikel görüntüler olarak değerlendirdiği tuvallerini, izleyici ile buluşturduğu her yeni mekan ve her yeni sergileme sürecinde, inşacı bir zihinsellik kapsamında yeniden yorumlayarak düzenliyor ve zamandizinsel olmayan bir tür süreklilik algısı ortaya koymayı amaçlıyor.

Zamanın İzi - Trail Of Time

Özlem Kalkan Erenus’un “Zamanın İzi” adlı sergisi 4 Mart 2014 tarihinde, Ege Üniversitesi, Prof.Dr.Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde açıldı.
Erenus, çimento, kum, derz ve benzeri alternatif malzemeleri tuval yüzeyine uygulayarak, yeni bir yüzey tanımlamasıyla birlikte, biçim bozma olanaklarını araştırdığı yapıtlarında, bireysel ve toplumsal boyutlarıyla insanı ele alıyor. Yüzler, kalabalıklar ve giderek sokaklar; Erenus’un belleğinde bıraktıkları izlerle, an’a ve anılara yönelik işaretlere dönüşüyor.
Erenus’un resimlerin oluşma aşamalarında, bir “varolma” gerçekliği ve idealizmini aynı anda değerlendirdiğine vurgu yapan Sanat Eleştirmeni Özkan Eroğlu, sanatçının zamanın akışı içinde, sinematografik düşünceyi de yanına alarak, “yüz”-“iz” ilişkisi üzerinden izleyici ile kurduğu temasa dikkat çekiyor. Eroğlu “varolma sonrası” olarak tanımladığı ikinci aşamada ise, Erenus’un inşacı bir zihinsellik sunumu kapsamında önerdiği “varolma hallerinin” izleyiciyle buluştuğu sergileme sürecinde, meselenin yeni bir mekanda bu kez başkaları tarafından yorumlandığını ve her yeni sergileme ile bir şekilde süreklilik ortaya koyduğunu belirtiyor.

Dünden Kalanların Yolculuğu

Özlem Kalkan Erenus’un, Konak Belediyesi İzmir Mask Müzesi’nde 13 Şubat 2013’te açılan MASKARA; Parçalanmış Ruhsal Portreler başlıklı sergisinde, “Dünden Kalanlar” serisinden seçilen tuvallerle oluşturduğu iki düzenlemenin yanı sıra, seride yer alan mask-portrelerin daha önceki sergilemelerini gösteren fotografik belgelere ve “Dünden Kalanların Yolculuğu” adlı video sunumuna yer verildi.
Erenus “Dünden Kalanlar” serisine konu olan mask-portreler ile an’a bağlı duygu ve algısını görselleştiriyor. Maskeleşen yüzlerin şekil değiştiren hallerini deforme ederek, içinden geldiği gibi ele alan Erenus, bir sonraki aşamada farklı tuvalleri yan yana getirirek oluşturduğu kompozisyon çeşitlemeleri içinde ruhsal izlenimleri kurgulamaya yöneliyor ve birimlere dayalı bu parçalanmış portre algılarını bir tür yap-boz oyunsallığı içinde izleyici gözle buluşturuyor.
Erenus’un yöntemini “yüzeye dokunan ve ardında bıraktığı izle anlara göndermelerde bulunan bir refleks” eylemselliği bağlamında değerlendiren Sanat Eleştirmeni Özkan Eroğlu, “fragmanlar şeklindeki insan yüzleri silsileleri”ni, “ifadeler ile ruhsal izlenimlerin sürekli olarak yer değiştirdiği bir alan” olarak tanımlıyor.

en-ONE-terre

(“en-ONE-terre” yazılır “envanter” okunur)
Özlem Kalkan Erenus 29 Ekim – 12 Kasım 2011 tarihleri arasında Ayvalık, Tarlakuşu Organik Studyo’da açılan “en-ONE-terre” başlıklı kişisel sergisinde, 2004 – 2011 yılları arasında yapmış olduğu çalışmalarının bir dökümünü sunuyor.
Erenus, çimento, kum, derz ve benzeri malzemeleri tuval yüzeyine uygulayarak yeni bir yüzey tanımlamasıyla birlikte, figürden hareketle biçim bozma ve soyutlama olanaklarını araştırmaya başladığı 2004 yılından bu yana; “Dünden Kalanlar”, “Stand My Ground, Stand Your Ground” ve “Yere Göğe Kök Salmak” başlıklı üç seri üzerinden sürdürmekte olduğu çalışmalarının 2011 yılı itibarıyla envanterini oluşturmayı hedefliyor.
Birbirini takip eden serilerin bir arada düzenlendiği sergide, Erenus’un yapıtlarının izlediği evrelerin nitelik ve nicelik boyutlarıyla bir dökümü yapılıyor. Sanat eleştirmeni Özkan Eroğlu, Erenus’un yapıtlarında “her bir aşamanın bir sonrakinin kökü gibi görülebileceğini” belirtirken, Erenus’un “başından bu yana parçalar üzerine yoğunlaşarak, bir tür kendi tuğlasını oluşturma” eğiliminde olduğuna dikkat çekiyor.

Stand My Ground Stand Your Ground

Özlem Kalkan Erenus ve Tommy Barr… 2005 yılında Arad Bienali’nde tanıştılar.
Kültürel geçmişleri, birikimleri ve sanatsal işleri fiziksel anlamda açıkça farklı olmakla beraber, yapıtları arasındaki bağlantı dikkat çekici. 
Her ikisi de kişisel bir anlayış ve inançtan yola çıkmakla beraber, sanatsal söylemlerini benzer bir biçimde, ortak bir primitif bilinçaltında konumlandırıyor. Var olan farklılıklar bu söylemlerde son buluyor. Yapıtlar uygun şekilde yerleştirildiklerinde kışkırtıcı bir uzlaşma sağlıyor ve yapıtlardaki farklılık, sanatçıların ve anlatımlarının ortak noktalarını belirginleştiriyor.
Birbirini kesen yatay ve dikey hatlar üzerine yerleştirilen ortak bir yapıt üzerinde çalışarak, her ikisi de hem orijinal resimler, hem de diğerinin çalışmalarına karşılık veren resimler hazırladı. Daha sonra, resimler değiş-tokuş edilerek her sanatçı için, işbirliği ile üretilmiş birer yapıt (aslında tüm yapıtın bir yarısı) ortaya çıktı.
Bir yarısı Türkiye’de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim Sanat Galerisi’nde, diğer yarısı Kuzey İrlanda’da, Derry Kale Müzesi’nde sergilendi.
TransCultural Exchange tarafından 03-05 Nisan 2009 tarihleri arasında düzenlenen “Sanatta Uluslararası Fırsatlar” konferansında sunulan videoyu Ali Erenus hazırladı. Orijinal yapıtların ve sergi alanlarında çekilen karelerin bir araya getirilmesiyle harmanlanan görseller, sembolik olarak “Burayı, Orayı ve Her Yeri” bir an için tek bir yer haline getirdi.
Stand My Ground Stand Your Ground  

Tile Project

Dünyanın çeşitli ülkelerinden 100 sanatçı; dilsel, dinsel, sosyokültürel, politik  farklılıklarından bir uyum yaratarak, 22 farklı ülkede, 22 kolektif eser oluşturmak üzere, sanatsal üretimlerini biraraya getirdiler. Projenin Türkiye ayağında, Artemis Sanat Merkezi’nde sergilenen eserlerle, sanatın evrensel, barışçı, çoğulcu ve birleştirici çağrısı sanatseverlere ulaştırıldı.

1980’li yıllarda ABD, Chicago’da kurulan, Trans Cultural Exchange (TCE) vakfının organize ettiği projeye destek olmak üzere, tüm dünyadan 100 sanatçı, toplam 2200 eser üretti. Her biri 10 X 10 cm ebadında, seramik, porselen veya fayans gibi, vitrifiye edilerek, dış mekanlardaki hava koşullarına da dayanıklı hale getirilen bu eserlerden 100 tanesi de, İstanbul’daki enstelasyonda bir araya getirildi.